Bir zamanlar Çukurova’da evler ya taştan ya da daldandı. Huğ ev de çok yaygındı. Esnek ağaç dalları ve kamış kullanılarak duvarları sepet örer gibi örülen ve çatısı sazla kaplanan doğal yaşam evlerinin içi sıvanır dışı sıvanmazdı. Malzemelerin tamamı yakın çevreden elde edilirdi.
Doğal Tarım uygulayıcısı ve doğal yaşam savunucusu Mehmet Tülüce bu yazısında kendi doğal yaşamında barınmak üzere örnek alıp bir benzerini yaptığı huğ ev geleneğini ve özelliklerini anlatıyor. Bu son derece sağlıklı ve yapımı kolay evlerden artık kalmamış olmasından duyduğu üzüntüyü dile getiriyor.
– Hamiyet Bayram
Huğ ev geleneği
Bizim köyde bundan 60 yıl önce evlerin bir kısmı böyle idi. Birkaç tanesi ayakta kalmış. Bizim yörede (Çukurova’da) bu evlere huğ ev denir. Murt, hayt, çirpinti gibi dallar ile sepet örer gibi örerler. İçini de toprak harç ile sıvarlar idi. Ben birkaç tanesinin yapımına yetişmiştim.
Tamamıyla doğal nefes alan yörenin iklimine uygun doğal evlerdi. Taş ev yaptırmaya gücü yetmeyenler bu evlerden yaparlardı. Sıfır maliyet.
Yazları kullanmak için bu doğal evlerde illa ki bir çardak olurdu.
400 haneli köyümüzde ayakta kalan bu tarzda tek ev. Köyün en yoksulu 3-4 yıla kadar bu evde oturmuş. Şu an keçi ağılı olarak kullanılıyor.
Normalde bu evlerde çatı kaplaması sazlık oluyor. Fakat sazlıkların 3-4 yılda bir elden geçirilmesi gerekiyor. Bozulan yerlerin değiştirilmesi gerekiyor. Bizim köylü belli ki işin kolayına gitmiş sazların üzerini çinko ile kaplamış.
Doğal evler
Gün gelecek insanlar bu evlerin kıymetini anlayacak. Mobilyacıya modacıya çalışmanın saçma olduğunu önemli olanın sağlık ve mutluluk olduğunu fark edecek.
Kendime bu evden bir tane yaptım.
Bu tür doğal evlerin yapı ömrü kerpiç harcıyla sıvanması halinde asgari 80 yıl, betonarme evlerde 60 yıldır.
Mehmet Tülüce