Doğal Tarım – Permakültür uygulayıcısı Murat Yılmaz bu yazısında Nasreddin Hoca’nın “Damdan düşeni bulun!” hikayesini örnek vererek yaşamın her alanında olduğu gibi tarımsal üretimde de uygulamanın teorik bilgiye üstünlüğünü kendi deneyimleri üzerinden açıklıyor.
Tarımda dönem dönem belli ürünleri üretmenin moda haline getirilmesinin işlevsel olmadığını, her ürünün veriminin birçok etkene bağlı olabileceğini ve bunu anlamanın en iyi yolunun da o ürünü daha önce üretmiş olanlarla iletişimde olmak olduğunu anlatıyor.
– Hamiyet Bayram
İçerik
“Damdan düşeni bulun.”
Tarım ile ilgili yazılarım sebebiyle insanlar beni ziraat mühendisi/ tarım danışmanı zannediyor.
Ben, ziraat mühendisi değilim. Tarım ile ticari iştigal alanımız fındık üretimi.
Permakültür tasarımcısı ve permakültür danışmanlığı yapıyorum.
Yazılarım sebebiyle sürekli bana mesaj yoluyla ulaşanlar oluyor ve bana “Şu şehirdeyim, şu kadar alanım var, ne üretmemi tavsiye edersiniz?” diyorlar.
“Damdan düşeni bulun” diyorum.
“Nasıl yani?” diyorlar.
Nasreddin Hoca bir yaz gecesi damda yatarken , artık ne olduysa olmuş, damdan aşağı düşüvermiş.
Gürültü patırtı derken, Hoca’nın başına toplanmışlar. İçlerinden biri:
– Hocam, hâlin nicedir; ne yapalım, deyince:
– Tez, demiş, bana bir damdan düşen getirin. Hâlimden ancak o anlar! der.
***
Bana ulaşan kişilere diyorum ki, o ürünü üretip satan kişiyi bulun, konuşun diyorum. Hatta bir kişi değil irili, ufaklı üretim yapan farklı kişileri bulun diyorum.
Özellikle Aronya konusunda nasıl oluyor bilmiyorum inanılmaz bir istek var.
(Ben daha hayatımda Aronya meyvesi görmedim)
“Aronya varmış dönümde şu kadar para kazanılıyormuş” diye başlıyorlar söze.
Kim kazanmış diyorum bana internetteki bir web sitesinin linkini atıyor veya haber kanalındaki haberin bağlantısını gönderiyor.
Bir diğeri mantarı soruyor, diğeri solucan gübresini, diğeri yaban mersinini (maviyemiş), bir başkası kekik diyor, diğeri Aronya vs.
Değerli takipçiler hiç bir ürün tek başına mucize kazançlar sağlamaz.
Size tarımdan kısa yoldan zengin olacağınızı söyleyen kimseye inanmayın…
O izlediğiniz haberlerin büyük çoğunluğu muhabirlerin tanıdığı, hatır gönül işleri veya para ile yapılan haberlerdir.
O haberlerin veya web sitelerinin arkasındaki finansör kişiler, fidanlarını satan fidancılar vardır .
***
Önerim;
Umutlarınızı, yıllarınızı, paranızı kaptırmayın.
Damdan düşeni bulun.
Ürettiğiniz, üretmek istediğiniz bir ürün varsa bunu son tüketiciye ulaştıracak kanallarınız, pazarlama kabiliyetiniz, marka ve reklam bütçeniz varsa yapın, yoksa o ürünün tüccar alım fiyatına göre planlamanızı yapın.
Örnek:
Lavanta dikeceksiniz.
Lavantanın kurusunu nasıl yapıp, satacağınızı,
Lavanta hidrosolünü nasıl yapıp, satacağınızı,
Lavanta yağını nasıl yapıp, satacağınızı,
Lavanta bahçenizde butik bir işletmenin nasıl kurulacağını, agroturizm (tarım turizmi) ile nasıl birleştireceğinizi bilirseniz ve yaparsanız para kazanırsınız.
Ama lavantayı sadece üreteyim, nasıl olsa kurusunu satarım derseniz elinizde kalır, tüccarın inisiyatifine kalırsınız.
Elinizde iyi bir bütçe, geniş arazi, donanım yoksa tarımdan zengin olacağınızı söyleyenlere inanmayın.
Son bir şey daha;
Sözleşmeli tarımdan bahsediyorlar, sözleşmeli tarım üreticinin aleyhine yapılan, önceden ürününüzü ucuza almayı planlayan şirketlerin avantajına düzenlenmiştir.
Ona da inanmayın.
Damdan düşeni bulun!
Murat Yılmaz
